Maçın başında Kasımpaşa'nın eksik kalmasından sonra Beşiktaş, bunu lehine çeviremedi. Son 7 maçın 6'sından galibiyetle ayrılan Beşiktaş, hiç geriye düşmemişti. Burada merak ettiğim Beşiktaş'n nasıl reaksiyon vereceğiydi. Rakip 10 kişi de olsa Beşiktaş adına önemliydi.

Siyah-beyazlılar, rakip 10 kişi kaldıktan sonra konsantrasyonu ve oyun disiplinini istediği şekilde sağlayamadı ve de hücumda çok pozisyon üretemedi. Eksik kalan rakibine de pozisyonlar verdi.
Diaby ve Ljajic'in beklenen performanstan çok uzak kalması sezon başından beri bu maça da yansıdı. Sayısal olarak Beşiktaş sahada 1 fazla gözükse de iki futbolcunun kötü performansıyla sayısal olarak Kasımpaşa sanki 1 fazla oynadı. Diaby yerleşik savunmalara karşı yapılan set hücumlarında çok etkili oyuncu profilinde değil. 60 dakika oyunda kalması Beşiktaş'ın oyunu açısından da doğru değildi.

Abdullah Avcı, devre arasını beklemeden ilk yarı Diaby'yi çıkarıp, bu oyunun çağırdığı oyuncu olarak Umut Nayir hamlesini yapması gerekirdi. Özellikle eksik kalan rakibine karşı genişleyen hücumla gol üreteceği bir maç olacaktı siyahbeyazlılar adına. Nitekim Umut'un attığı iki gol sağ kenardan Gökhan ve Lens'in asistleriyle geldi.

Beşiktaş'ın yüksek konsantrasyon ve saha içi disiplini istenilen seviyede olmaması rağmen büyük takımın gösterdiği reaksiyonla iki defa geriye düştüğü Kasımpaşa deplasmanında galip gelmesini bildi. Altın değerinde bir 3 puan aldı ve ligde 2. sıraya yerleşti. Bu takımın moral motivasyonu açısından çok önemliydi.

Avcı, oyuna müdahalede 60. dakikaya kadar geç kaldı. Bundan sonraki bölümde yaptığı doğru hamlelerle siyah-beyazlıların maçı kazanmasına etken oldu.

Hangi oyuncu, hangi rakiple ne zaman, ne şartta, hangi oyuncuyla, hangi oyunu, hangi sistemi oynarsa daha etkili olur ve katkı sağlar. Bu oyun planında bu oyuncularla 'takım tamlaması' için nasıl doğru olur?

Sahadaki en temel farklardan biri de bu seçimi doğru yapmak. Avcı, son bölümde bu esneklik ve derinliği gösterip takımını kazandırdı.

Reha Kapsal / Fotomaç