Tam ümitler tükenirken attığı gol, kıvılcım niteliği taşımış ve maçı 2-0 almıştık. Evet Şenol Fidan’dan bahsediyorum. Abdullah Hoca’nın ayrılmasından sonra maça o çıkartıyor takımı İzmir’de... Allah yanında olsun. Bu girişi hazırlarken takım otobüsüne taşlı saldırı olduğu gelen bilgiler arasında. Bu istenmeyen olay Beşiktaş’lı oyunculara inşallah kamçı vazifesi olarak geri döner. Ve maça o hırsla çıkarlar.

Top, ilk defa 18 yaşındaki Rıdvan’la buluştuğunda ve akabinde Diaby’ye ceza sahası önünde yapılan harekete heyecanlandım desem yeridir. Bu bağlamda Rıdvan’ın yanı sıra Douglas ve Boyd gibi ne zamandır takıma girmeyenleri de sahada görmekteyiz. Yine zaman zaman arka tarafl arda boşluk ve adam paylaşmada sıkıntı yaşamaktayız. Bu minvalde iki yüzde yüzü Karius çıkardı. Lakin gol, kalabalık bir karambolde denk geldi: 0-1.

Takımın isteği ve hırsı tamam, Seyredene en azından “Haydi” dedirtiyor. Rakip ceza sahasında çoğalmaya başladık... Ve ceza sahası içindeki yüksek top, Burak’la beraber yere indiğinde herkes penaltı bekliyordu ama, Penaltı Diaby ile devamındaki pozisyona verildi. VAR’a, MAR’a gidildi ama hikaye... Buz gibi penaltıyı, Burak buz gibi bir suratla üst köşeye astı: 1-1. Maça ısınıyoruz derken 2 dakika verilen uzatmada 48. dakikada gol yedik!!! Verdiğin faulü süre bitmesine rağmen oynatacağım diye bir kural mı var? Ya Allah sizi bildiği gibi yapsın e mi! ­

İkinci yarıya yine Hüseyin Göçek’le başlıyorum. Adam devam ediyor yani. 50. dakikada N’Koudou’ya gösterdiği bir sarı kart var, Yazıklar olsun. Göztepeli oyuncular antrenmanlarda tiyatro eğitimi de alıyorlar herhalde. Devamlı yerdeler!

Douglas’a bizim gibi Şenol da dayanamadı, aldı. Takımın 65’ten sonra karşı kaleye yüklenmesine, rakip yarı alanda çoğalmasına şahit olduk. Öyle pozisyonlar yakalıyoruz ki, Ya Burak’ın ofsaytlarına ya da beceri arayışlarına mahkum düşüyoruz. Hırs yetmiyor yani. Hele Burak’ın Titi’yle didişip kopardığı top sonrası kaleciyle karşı karşıya pozisyonu var ki, Atsa her şeyin değişebileceğine tanıklık edecektik. Kırılma noktasıydı, Kırılmadı.

Alen Markaryan / Akşam