Milli araya girmeden önce henüz 3. haftada ikinci puan kaybına fazla tahammülü yoktu Beşiktaş'ın. Maç başlangıcı da bunu gösterdi. Karagümrük net bir oyun planı ile çıkmıştı maça. Zaten geçen sezondan beri oynayama çalıştıkları oyun spontane değil, bir plan üzerine. Bunu ne kadar başarabiliyorlar o tartışılır. Maçın ilk bölümünde topa çok fazla sahip oldular ama bunu kendi sahalarında yaptılar. Karagümrük'ü buna iten Beşiktaş'ın ön alan baskısı idi.

Siyah-beyazlılar, uzun süre rakibini çıkarmadı ve bu araya önce Batshuai, sonra Larin ile iki net pozisyon sığdırdı. Belli ki Sergen Yalçın, geçen seneki hücum felsefesini bu sene üstüne koyarak devam ettirecek. Çünkü elinde geçen sezona göre daha geniş bir hücum opsiyonu var.

Karagümrük bir ara Ahmed Musa üzerinden oyuna ortak olmak istese de Rıdvan'ın iyi performansı buna büyük oranda mani oldu. Arkaya sarkışlarda ise Kaleci Ersin ön plana çıktı. Alex Teixeira, belki henüz form tutmadı ama attığı golle "Ben geldim" dedi ve sezon adına önemli hayaller kurdurmaya başladı.

İkinci yarının başında Salih'in gördüğü kırmızı kart Beşiktaş'ın oyun planını sekteye uğrattı. Daha kontrollü oynamak durumunda kalan siyah-beyazlılar hızlı çıkışlar aradı. 45 dakikayı 10 kişi oynamak bir testti aynı zamanda.

Bu sezon ağır maçlar oynayacak olan Beşiktaş, bu durumlardaki reaksiyonunu ölçtü. Uzun süre sahada karşılayan takım durumuna düşen Beşiktaş'ta 60'larda yapılacak N'Koudou hamlesi rakibin cesur çıkışlarını temkinli hale getirebilirdi. Karagümrük ikinci yarı topu daha fazla alsa da tehlikeli olacak işleri yapamadı. Aksine Beşiktaş'ın yan topları daha tehlikeliydi.

Vida, son 10 dakikaya girilirken maçı bitirecek golü atma fırsatında zor olanı yaptı ve dışarı attı. Genelde pozisyon üzerinde durmam, maçın genelini yazarım ama bu yazılmayacak gibi bir pozisyon değildi. Beşiktaş her ne kadar ikinci yarıda zorlansa da Milli ara öncesi evinde kazanarak fire vermedi.

Ergin Aslan / Yeni Şafak