Beşiktaş’ta Fenerbahçe zaferinin ardından Ümraniye’de toplanan futbolcu, teknik heyet ve çalışanlar, kelle-paça çorbası içti, yemekler yendi. Serdar Topraktepe’yi metheden oyuncular, “Mourinho’ya ders verdin hocam” diyerek teknik direktörlerini övdü.

Bunalımın eşiğindeki Beşiktaş, “geçici” olarak tanımlanan emanetçi bir teknik adamla, sıkıntı içerisindeki bir takımla, Süper Lig’in en güçlü takımları arasında gösterilen Fenerbahçe karşısında galip geldi.

Tüpraş Stadı’nda, “zafer naraları” atan siyah-beyazlı futbolcular, büyük bir mutluluk içerisinde Ümraniye Nevzat Demir Tesisleri’nin yolunu tuttu. Takım otobüsüyle tesislere gelen ve sevinçlerini burada da devam ettiren oyuncular, gece yarısı birer-ikişer evlerine dağıldı.

Ancak gitmeyenler de vardı. Örneğin, üç kaptan Necip Uysal, Mert Günok ve Salih Uçan... Necip, sakatlığı nedeniyle takımda bulunmamasına rağmen arkadaşlarını yalnız bırakmadığı gibi, gece geç saatlere kadar Nevzat Demir Tesisleri’nde kaldı. Gençlerden Semih Kılıçsoy ve yedek kaleci Emir Yaşar da oradaydı.

Beşiktaş’ın yıllar öncesinden gelen “menemen” geleneği aslında devam ediyordu. Karşılaşmaların ardından oyuncular maç sonu yemeklerini burada yiyor, aynı zamanda karşılaşmaları değerlendiriyordu.

İşte Fenerbahçe derbisinin ardından bu gelenek değişmedi. Takımın aşçısına, “kelle paça” çorbası sipariş edilmişti. Bunu yemeyenler için de mercimek vardı.

Teknik Direktör Serdar Topraktepe’nin çevresinde toplanan siyah-beyazlı ekip, masanın başına bir araya geldi. Antrenörü de vardı, fizyoterapisti de... Futbolcusu da vardı, güvenlikçisi de... Aynı sofrada, aşçının yaptığı “kelle-paça”yı içmiş, dışarıdan söylenen yemeklerini yiyerek maçı değerlendirmişlerdi.

Konu bir anda Mourinho’ya geldi. Futbolcular, “Mourinho’ya ders verdin hocam” diyerek, Serdar Topraktepe’nin hakkını vermek istedi. Portekizli teknik adamın eksileri, Beşiktaş’ın ve Serdar Hoca’nın artıları konu edildi. Necip, kendisinin yokluğunda tüm takımın çok iyi bir mücadele ortaya koyduğunu vurguladı. Fizyoterapistler, takım içindeki sakatlıklarla ilgili düşüncelerini sundu.

Kısacası, “birlik-beraberlik” bu şekilde Ümraniye’de vücut buldu.

Haber Kaynağı: Milliyet