Bu arada hakemin de VAR’ın da hataya sebebiyet vermeyerek görevlerini yerine getirmesini iyiye işaret olarak mı anlamalıyız artık?

İlk üç haftada yapılan hayati hakem hatalarını, VAR’a bile götürülmeyen kritik pozisyonları ve haksızca kazanılan puanları düşününce. Ama bu kez olması gerektiği gibi işledi kurallar; hakem gördü, VAR gördü ve Gazişehir lehine penaltı kararı çıktı. Ama 19’da Diarra’nın Dorukhan’ın arkadan yüzüne tekmesi sadece sarıyla cezalandırıldı, VAR’ın kaçırdığı tek pozisyondu bu... Ne ki Vida’nın gereksiz hareketinin takımını on kişi bırakmasının mazereti olamazdı tüm bunlar.

On kişi kalmak Beşiktaş’ı tümüyle bozdu. Üstelik Siyah-Beyazlılar yenilenen kadrosuyla, yeni oyun anlayışıyla çabuk dağılmaya meyilliydi. Ayrıca Caner’in başrolde olduğu oyun sistemi amaçlanan futbolun gerçekleşmesi için yeterli gözükmüyordu. Buna son derece etkisiz santrforunuzu da ekleyin.

Nitekim golden sonra ardı ardına rakip kaleyi yoklayan ev sahibiydi hep. Daha çok da Caner’in kanadından. Beşiktaş yine topla oynama fırsatı buluyor fakat bunları rakip ceza alanına etkili bir şekilde taşıyamıyordu. İlk yarıda sadece 1 gol olması Karius’la ve şansla açıklanabilirdi ancak. 2. yarı Dorukhan’ı stopere, Elneny’i orta alana geçirerek çözüm aradı Avcı. Ama gidişat değişmedi ve golü bulan yine Gazişehir oldu. Fark ikiye çıkınca Avcı bu kez Atiba ve Boyd’u aldı oyuna. Ama bu maçın başrol oyuncusu kırmızı kartlardı bir kere. Önce Kayode’nin dirseği sonra Elneny’nin tekmeyle cevabı karşılıklı 2 kırmızı karta yol açtı VAR’ın uyarısıyla.

VAR çalışmasını sürdürdü; ofsayt kararıyla iptal edilen Gazişehir’in golü onandı ve skor 3-0’a geldi. Demek ki VAR isterse doğruları görebiliyormuş bunu da anlamış olduk böylece. Bir de yaşlı da olsa Atiba’nın oyuna girmesinin ne kadar çok fark ettirdiğini. Ardı ardına gelen 2 gol skoru 3-2’ye getirdi lakin vakit artık çok geçti.

Gülengül Altınsay / Cumhuriyet