Beşiktaş'ın rakipleri Galatasaray ve Fenerbahçe hafta içinde puan kaybederken, Erzurum deplasmanının önemi alınacak galibiyetle çok büyük avantaj sağlayacaktı. Oyunun ilk yarısında Beşiktaş istenilen performansı gösteremese de Erzurumspor da ilk 25 dakikada daha baskın taraftı ve bu yarıya da damgasını vuran kaleci hatalarıydı.

İlk yarıdaki oyun temposu da çok yükselmedi. Özellikle buna ikinci yarının başlarını da ekleyebiliriz.

Aatif'la da ikinci yarının başında net bir pozisyon kaçırdı Erzurumspor.

Ghezzal'ın bireysel solosundan sonra çıkardığı füze Beşiktaş'ı 3-2'ye getirdiği gibi özellikle açık alana, Sergen hocanın hücum etme planı işlemeye başladı. Hem Mensah, hem Gökhan hem de N'Koudou ile..

Oyunun 3'te ikisi bölümünde olmayan daha yüksek kazanma isteği ve Erzurumspor'un da ister istemez öne çıkıp risk almasıyla Gökhan'ın maçı bitirmiş oldu. Siyahbeyazlılar, Erzurum deplasmanında sezonun çoğu bölümünde oynadığı o güçlü, sürdürebilir oyunu bölüm bölüm oynayamadı. Bunun en büyük nedenlerinden biri de artık son haftalara girildiğinden stres, gerginlikten ister istemez hata yapmak istemeyen oyuncuları daha da baskı altına soktu. Saha içinde daha rahat yapılabilecek aksiyonlarda bile istediklerini yapamadılar.

Beşiktaş, bundan sonraki süreçte matematiksel olarak olmasa da şampiyonluk adına çok ciddi bir yüzdeyi lehine çevirmesini bildi.

Sezon başı diğer rakiplerine göre oyuncu kalite farkı hep konuşulmuştu. Kadro derinliğinin fazla olmadığı, çok soru işareti olan oyuncular da alındığı dile getirdi. Hem sakatlıktan çıkmış hem son bir iki sezondur maç trafiği olmamış oyuncuların performansı soru işaretiydi. Ancak saha içinde bütünleşme, takımdaşlık adına mücadele eden tek seslilik vardı.

Her zaman ben değil biz diye; işler sıkıntıya girdiğinde bile o bütünlüğü koruyan bir kadro yapısı vardı.

Bunu da saha içi ve dışında Sergen Yalçın çok iyi sağladı. 'Oyuncular arasındaki farkı her zaman kalite değil duygu ve zihniyettir.'

Reha Kapsal / Fotomaç