A Milli Futbol Takımımız’ın Teknik Direktörü Şenol Güneş, önemli açıklamalarda bulundu.

Güneş, Beşiktaş ’ta görev yaptığı 4 yılı, Süper Lig’deki şampiyonluk yarışı ve özel hayatıyla ilgili olarak da bilinmeyen birçok konuyu anlattı.

İlk olarak Beşiktaş’taki dönemini anlatan 68 yaşındaki teknik adam, “Ben Trabzonluyum. Trabzonspor ’un ilk zamanlarından beri varım. Ama Beşiktaş ayrı bir şey. Sonradan gelmeme rağmen beni içlerine aldılar. Hep sıcak karşıladılar. Hem düşüncemiz hem de dokumuz uyuştu. Yani aynı duygu ve düşünceyi paylaştık. Takım olmak bu işte. Orada ne olursa olsun hiç yalnızlık çekmedim. Bir aile gibiydik. Ayrılırken de böyledi” dedi.

‘Hizmet edeni unutmuyor’

Kara Kartal’ın mevcut durumundan memnun olduğunu söyleyen Güneş, “Şimdi iyi olmalarından da mutluluk duyuyorum. Beni seviyorlar, ben de onları seviyorum. Beşiktaş, kendisine hizmet eden adamı unutmuyor. Demokrat, halk takımı, mütevazi bir taraftarı var. Takımı da öyle olmak zorunda. Yanlışa izin vermiyor, yanlışı kendisinde de olsa tartışıyor. Bu önemli bir şey. Ben çalıştığım dönemde mutluydum. Ayrılmak zorunda kaldık. Ayrıldığımda gideceğim en iyi yere geldim. Başka bir yere gitseydim üzülürdüm.”  

‘Rıdvan ve Ersin’i düşünebiliriz’

“Rıdvan Yılmaz, sakatlıktan sonra takımında düzenli olarak oynamıyor. Sergen Yalçın, ona bir şans verdi. Şu anda bunu vermiyorsa bir bildiği vardır. Oyuncunun çalışmasını ve verimini bilmiyorum. Görmemiz lazım. Çok iyiyse düşünebiliriz. Aynı şey Ersin Destanoğlu için de geçerli. Şu anda o bölge için elimde oyuncu var. Ama durumuna göre bakacağız. Oyuncu alınsa da alınmasa da işini iyi yapacak. Takımına katkı yapacak. Yeri ve zamanı gelince şans bulacak. Daha önce; Mert Günok, Serkan Kırıntılı, Sinan Bolat vardı. Mert geldi iyi oynadı. O zaman da Uğurcan neden oynamıyor diye konuşuldu. Zamanı gelecek Uğurcan oynayacak, Ersin oynayacak, Berke de var. İrfan Can Eğribayat da var. Doğan Alemdar da var. Bunlara göre bakacağız.” 

‘Quaresma, 37 yaşında bir çocuk’

“Ricardo Quaresma, dünyaca ünlü bir futbolcu. İlk baktığında kızıyorsun, ‘ukala gibi’ diyorsun. Sonra bakıyorsun çocuğun tavrında kendine bir güven var, işini çok iyi yapıyor, kendisinin takdir edilmesini istiyor ama söyleyemiyor. O da öyle bir çocuk. Şimdi 37 yaşında da olsa bir çocuk. Oyundan alınınca bozuluyordu. Sonra oturup konuşunca anlayışla karşılıyordu. 2-3 defa oyundan aldım. Konuşmak istedi, geldik konuştuk. ‘Beni neden kenara alıyorsun?’ dedi. ‘Hep seni ilk 11’de başlatıyorum, bundan dolayı dışarıya alıyorum. Seninle başlamazsam dışarı almayacağım’ dedim. ‘Anladım’ dedi. Aldı mesajı. 11’de başlarsan kenara alınırsın, 11 olmazsan sonradan girersin. Demek ki 11’e alarak sana güveniyorum, sen kendine güvenmiyorsan o zaman problem sende. Bu duygu, bu psikoloji önemli. En marka oyuncu... Yenisi daha farklı ve daha problemli.”

‘Başkan-hoca uyumu önemli’

“2 senedir olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. TFF Başkanı’nı tebrik ediyorum. Hatalar ve eleştiriler olabilir ama maçların oynatılması çok önemliydi. Lig takımlarının işi zor, saygı duyuyorum. Hem pandeminin hem ekonomik sıkıntıların hem saha koşullarının hem de rekabetin yarattığı bazı sıkıntılar var. Bunları sağduyuyla çözmemiz lazım. Futbol daha güzel olmalı. Beşiktaş oynadığı futbolla hak ettiği yerde. Sergen Yalçın çok zeki. Oyunculuğundaki sorumluluk duygusuyla hocalığındaki çok farklı. Çok başarılı buluyorum. İnandığı yolda gidiyor. Bu da takıma olumlu yansıyor. Sezona iyi başlamadı ama toparlaması önemliydi. Başkan-hoca uyumu da önemli.” 

‘Takımımdan zorla kopardılar’

“33 yıldır bu mesleğin içindeyim. Kariyerim, takımdaki çocukların yaşından fazla. Teknik direktörlük kariyerimde hatalarım var ama keşkem yok. Kore’ye gittim, öyle gerekliydi. Bursa’ya gittim, öyle gerekliydi. Bir Çin takımıyla anlaşmıştım ama gitmedim. Milli Takım ’a daha önce de gelebilirdim. Takımda çalışıyordum, ‘gel’ dediler, zorla kopardılar neredeyse. Ama doğru bakmadığım halde 2 takımda birden 6 ay çalışmak zorunda kaldım. Ama öyle gerekliydi. ‘Sen sonra gelirsen biz maçları kaybedersek kim sorumlu olacak’ dediler, haklı tarafları var. Bir de çağırdılar mı gitmek zorundasınız.”

Öğretmen; rehberdir, yol göstericidir. Ben öğretmenlik yaparken öğrencilerim vardı şimdi de oyuncularım var. Bizim meslekte pedagojiyi öğrenmekte fayda var. Antrenörlük kurslarında pedagoji ve psikoloji de öğretilmeli. Gerekirse düşeceksin, öğreneceksin. Keşkeleri, eğerleri, amaları kullanmamak lazım. Bunlar araları bozucu şeyler. Bunlardan virüsten korunur gibi korunmak lazım. Türkiye’nin bu kadar yabancı oyuncuyu kaldırma şansı yok. 16 yabancının hepsini de iyi alırsanız o zaman futbolu ne için oynatıyorsunuz. O zaman alt yapıya niye önem veriyorsunuz. Zaten vermiyoruz da o zaman hiç vermeyiz. Üretim yapmak şart.” 

‘Jack London okumak bana yardımcı oldu’

En son Hakan Mengüç’ün, ‘Hiçbir karşılaşma tesadüf değildir’ kitabını okudum. Hoşuma gitti. Gençken stresliyim, sıkıntılıyım, hayatı da bilmiyorum. O süreçte Jack London’ın Martin Eden kitabını okumak bana yardımcı oldu. Kitap okumak lazım. Maalesef bu alışkanlık kayboluyor. Bu çok kötü bir şey. Sevdiğim film olarak Julia Roberts ve Richard Gere’ın oynadığı, ‘Özel bir kadın’ filmini söyleyebilirim. 2-3 defa seyrettim. Maradona’nın hayatını izledim, hoşuma gitti. Orhan Günşiray, Ayhan Işık, Sadri Alışık, Kartal Tibet, Tanju Gürsu bu isimleri severek izlerdim. Çocukken en çok Ayhan Işık’ı severdim. Tanju ağabeyi de ‘Tığ gibi delikanlı’ filminde sevmiştim.”

‘Cem Yılmaz’ı çok beğeniyorum’

Komedyenlerden Beyazıt Öztürk, Yılmaz Erdoğan ve Cem Yılmaz gibi zekası yüksek isimleri çok beğeniyorum. Bizim zamanımızda Nejat Uygur’un tiyatrosuna giderdik. Allah rahmet eylesin, çocukları da küçüktü o zaman. Bir de Zeki Alasya, Metin Akpınar. Deve Kuşu Kabare vardı onların. Müjdat Gezen’i de sayabilirim. O zaman bizim dünyamız farklıydı. Şimdiki çocukların istediği daha farklı.”

Haber Kaynağı: Fanatik