Süper Lig'de bu sezon seyrettiğimiz en heyecanlı 90 dakikaydı. Bir ara kendimi Bundesliga'da Bayern Münih-Borussia Dortmund maçında zannettim.

Öncelikle iki takımı tebrik edeyim; özellikle de kazanan Trabzonspor'u...

Dün sahada iki harika Türk kalecisi vardı. Ersin ve Uğurcan harika kurtarışlar yaptılar. Uğurcan mücadelenin ikinci yarısında öyle kurtarışlar yaptı ki şapka çıkarılacak cinstendi. Maçın yıldızı hiç kuşkusuz Uğurcan'dı. N'Koudou'nun harika bir vuruşunu kurtaran Uğurcan'ı alkışlaması maçı en güzel özetleyen hareketti.

Maçın hakkı beraberlikti belki ama 'Beşiktaş dün neden kaybetti?' diye sorarsanız; orta sahadaki oyuncuların yeteri kadar koşmaması en büyük nedendi.

Abdullah Avcı, hiç beklenmeyecek gibi oyun planında rakip sahada pres yaptı. Bu Beşiktaş'ın belki de Sergen Yalçın'ın beklemediği bir şeydi. Avcı bu taktiğinde başarılı da oldu.

Ghezzal 90 dakika içinde saman alevi gibi parladı ama etkisizdi.

Atiba, Mensah ve Josef gününde değildiler. Sadece Rosier ve sonradan oyuna giren N'Koudou dün vasatın üzerine çıkan isimlerdi.

Dorukhan ise tam anlamıyla can sıkmaya başladı. Gidecek mi, kalacak mı bilemiyorum ama böyle sorumsuzca hareket yapacaksa bavulunu şimdiden toplasın.

Tabii Beşiktaş'ın yediği ilk gol çok büyük şanssızlıktı. Hani bilardoda bile olmayacak top sekmesi maçın en önemli kader anıydı belki de.

Gözbebeğimiz Rıdvan'ın sakatlanması hepimizi üzdü. Maçın başında sakatlanıp, ağlayarak sahayı terk eden Abdülkadir Parmak'a geçmiş olsun.

Trabzonspor'da Nwakaeme futbol tabiriyle tam bir buldozer. İki golün de asistini yaparken, dört dörtlük bir performans ortaya koydu.

Trabzonspor bu sonuçla zirve yarışına ortak oldu. Lig yarışı bundan sonra çok şeye gebe...

Beşiktaş ise hala Türkiye'nin en iyi takımı... Uzun lig maratonda olur böyle kazalar. Önemli olan bu yenilgiden önemli dersler çıkarmak.

Hakem Halil Umut Meler tansiyonu yüksek maçı iyi yönetti.

Sinan Vardar / Fotomaç