Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi, Lig Radyo'da Mehmet Ayan'ın sorularını yanıtladı.

İşte Başkan Çebi'nin yaptığı açıklamalar:

"Ben Beşiktaş'ı çok seviyorum. Çocukluğum onunla geçti. Herkesin kendi kulübü vardır. Ben 6-7 sene ikinci başkanlık yaptım. O dönem içerisinde bazı sıkıntılarımız oldu, ayrıldık. Bu benim için görevdi. Ben bunu başkan olarak yapmak istedim. Nasıl olduysa acele bırakılan bir görev oldu, mecbur kaldık. Hazır ve plansız olarak başkan bulduk kendimizi. 18 ay oldu herhalde başkan olarak."

"Ben 1959 Trabzon doğumluyum. 5 yaşında ayrılıp Karabük'e geldim. Babamız demir çelik yatırımı yaptı. İlkokul ortaokul lise eğitimini orada aldım. Sonra yurt dışı ve İstanbul'da eğitim aldım. Ağrı Eleşkirt'te yedek subaylık yaptım. Sonra evlendim. Ailemle huzur içinde yaşıyorum. Askerden dönüp Beşiktaş'a gelene kadar 30-35 sene iş hayatım var. Kardeşimle beraber ortaklaşa omuzladık iş yükünü."

"Ya adamın biri tweet atmış. 'Sergen Hoca tekniği ve babam Yaşar Kaptan Çebi'nin parasıyla şampiyon oldu' diyor. Biz kimiz ki? 18 aydır işe gidemiyorum. Ben gidemeyince çocuklarım daha çok gitmeye başladı. Biz demir çelik üretiyoruz. 1 milyar dolar cirosu var, 700 milyon dolar ihracat yapıyoruz. Kardeşimle beraber yaptık. Armatörlük ve limancılık da yapıyoruz. Demir çelik fiyatları sizi 1 günde batırabilir, abad edebilir. Çin çok büyük bir pazar. Milyarlar demir çelik kullanıyor. Daha çok kullanmak isteyince dünyada sorun oluyor. Metal piyasası biraz meşakkatlidir. Çin benim bildiğim kadarıyla demir çelik sektörünü 30-35 yıldır etkiliyor."

"Türkiye'de sanayinin temelinin atıldığı yer Karabük'tür. Köydü kurulduğu zamanlar. Demir çeliğin oraya getirdiği çok büyük bir vizyon olmuş. İnsanlar ABD'ye gidiyor, yurt dışında eğitim alıyor. Felaket güzel bir sosyal hayat var. Mühendisler, işçiler kulübü. Türkiye'nin en güzel, en büyük sineması halen daha Karabük'tedir. Ben Kartaltepe mahallesinde büyüdüm. Ben seçmedim, oraya gelmiş babam. Babam eski sporcudur, Karabükspor'un da kurucusudur. Babam bana bu süreçte çok destek de oldu. Benim düştüğüm, yorulduğum zamanlar oldu. 'Sen Beşiktaş'ı babanın çiftliği mi sandın, çalışacaksın, uğraşacaksın' dedi. En zor günlerimde babam ve eşim destek oldu, şampiyonluğa inandırdı. Eskisi kadar aktif değil ama sağolsun çok destek oldu."

"Trabzonspor ile babamın ister istemez doğal bir ilişkisi var. Babamın top oynadığı yer orası. Yalnızca altyapısına verilmek üzere bir bütçesi vardır. Her sene o para oraya gider. Karabük'te de çocukların ilgi alanı olsun diye Karabükspor'u kurdu. İyi insandır. Herkese saygılıdır. Fabrikaya gider gelir. Oradaki işçiler 'Yaşar Baba' derler."

"Çebiler'in hepsi tek bir yerdir. Kuzey Çin'dir burası. Savaş sonrası sürülerek Hazar'ın güneyine. Ardından Konya'ya. Orada biraz eşkıyalık falan yapmışlar. 'Siz Konya'da huzuru bozdunuz' denip Merzifon, Trabzon, Samsun'a dağıtıyorlar. Bir araya gelince tehlike yaratıyorlar. Rahat durmadıkları için böyle. Veysel Çebi'lerin 7 kolu var, ben o tarafı biliyorum. Çin İmparatoru'nun kızıyla evlenen Çebi Helli var. Oraya kadar buluyoruz. Özerklik istemişler Çin'de. Çin İmparatoru da bunun üzerine sürmüş."

"Beşiktaş'ın beni en çok etkileyen şeyi tarihi ve duruşudur. Önce zorla bize 'Beşiktaş forması giyeceksin' dediler ama ortaokul ve lisede Beşiktaşlılık duruşu ve tarihi beni çok etkiledi. Benim büyüdüğüm yer Üsküdar ve karşımda hep Beşiktaş'ı seyrettim. Dolmabahçe Sarayı, Beşiktaş'ta. Padişah oradan yönetmiş, Atatürk orada bulunmuş. Özel bir yer Beşiktaş..."

"Pandemi nedeniyle kupa töreni yapamadık. Birçok insanı davet edemedik, unuttuk. Önce 3 bin dediler, sonra 300, sonra 500, akşam üzeri 1000 olsun dediler. Buradan biraz kırgın olan taraftarlara 'Kusura bakmayın' diyorum.  Bizim elimizde olan bir şey değildi. Motorları maviliklere sürelim diye Bakan Soylu ve Valilik'ten izin aldık. Müsaade etmiyorlardı. Bu kadar emeğe karşılık buna izin verelim dedi Bakan Bey sağolsun."

"Avcı'nın ayrılışıyla 13'üncülükten 3'üncülüğe çıktık kısa sürede. Sergen Hoca'yı keşke bizden önce de keşfetselerdi."

"İkinci başkan Recep Sami Yazıcı, beni üye olarak kulübe davet etti. Eşim onun amcasının kızıdır. 30 küsür sene evvel, onun başkanlık yaptığı süreçte bana üye ol dendi. Murat Aksu ile beraber bir seçimde listede olduk. Çok değerli arkadaşlar vardı o listede. Hala o listeden 3-5 arkadaşla devam ediyoruz. Bu başkanlığı görev olarak gördüm, mecburdum. Yıldırım Bey'den sonra da Fikret Bey ile de yapmalıyız diye girdik. 6-7 sene. İkinci başkanlık döneminde 2 sene üst üste şampiyonluk yaşadık. Karabükspor'da babam başkanlık yaparken yöneticilik yapmadım ama çanta taşıdım, evrak çantası. Kartalspor'da ve Galata'da başkan ve başkan yardımcılıkları yaptım. 30 yaşında bu iki kulübün içinde vazife yaptım. Galata benim için önemliydi. Seviyordum. İstanbul'da işe başladığım yerdi. Kartalspor'a da ismi 'Kartal' diye girdim."

"3 gündür buradayım, telefon hiç durmadı. Medya var, tüm gün ekonomiyle uğraştık. Borç-alacak, banka. O banka yapılandırması çok zor, kolay bir iş değildi. Çok uğraştım, çok emek verdim. Olmasaydı, bu kulüpler ortada yoktu bugün. Berna Hanım'la sohbet ediyordum dün, 'Kızacaksın ama şu telefonlara bakmam lazım' dedim. Telefon sürekli çalıyordu. Yarımda gittim, 6'da döndüm. 6 saat görüşme yaptım. Bugün havaalanına gideceğim ve İstanbul'a döneceğim."

"Ben bir defa Kulüpler Birliği'ne arkadaşlarımın baskıyla geldim. Sayın Sepil bırakmak istedi ama ricam için uzun bir süre erteledi. Ali Koç Beyefendi'nin baskısıyla Kulüpler Birliği başkanı oldum."

"Şampiyonlar Ligi müziğini duymanın tek bir yolu var, o da şu; Avrupa'ya giden futbol takımlarımızın başarılı olma ve puan toplama mecburiyeti var. Sayın Cumhurbaşkanı da söyledi, 'Asıl göreviniz şimdi başlıyor, ülke puanı getirin' dedi. Limitler konusunda da haklı Sicil Kurulu. Giderler, borçlar, ödemeler var. Matematik tutmuyor. Borçlar var, şimdi gidip 10 milyon euro limit isteyeceğim, insan utanıyor yani."

"Gelirler düştü. Şimdi geldik çattık pandemiye. Ülke puanları dibe vurdu. Geçen sene kötü bir Avrupa maçlarımız oldu. Çok puan alamadığımız için acı çekiyoruz."

"Tüm kulüpler, Bankalar Birliği'yle aynı sözleşmeyi imzaladı. Bu sene ödeme yok. Gelecek sezon, 2022/23'te selamünaleyküm. Gelecek sezon gelirlerin yarısı bankalara. 10 lira aldınız, 5 lirası bankaya. Ne gelirse kardeş payı. Ona da şükretsinler. Tamamını da alabilirlerdi."

"2022/23'te 5 liralık takım yapacağız. Altyapıdan oyuncu getireceksin. Çarşıdan alamıyorsan tarladan yetiştireceksin ya da 10 lirayı 20 lira yapacaksın ama o da çok zor."

"Benden sonra harcanan 97 milyon euro var. 37-38 milyon euro'ya indik. Bana 27 milyon euro'ya in diyorlar. Onu konuşacağız işte. Takımı bu limite sokmak zor."

"Taraftarı seviyorum, kıymetli. Kulübün değerini yukarı çekecek olan taraftarın ilgisidir, alakasıdır. Taraftarı seviyorum ama baskı altında karar vermeyeceğim. Onu al, bunu gönder, bunu sağda oynat, bunu sola koy falan dinleyeceğim, saygı göstereceğim ama bildiğimi okuyacağım. Doğru olduğuna inanıyorum çünkü. Başka türlü şansım yok."

"Alperen Şengün bir defa NBA'e gider. Ona engel olamıyoruz. Gidecekler ama gitsinler, bahtları açık olsun."

"Şehmus ile Furkan'ı isteyen çok var. Ligin ilk 2-3 sırasındaki takımlar istiyorlar. Alperen, NBA'e gidecek, draft olacak. Bu çocukların aldığı paraları görseniz dudağınız uçuklar"

"Rıdvan'ın maaşı 500 bin liraydı. Rıdvan'ın maaşının düzeltilmiş hali 500 bin liradır."

Haber Kaynağı: Lig Radyo