Beşiktaş’ın Fransız oyuncusu Valentin Rosier ülkesinde Foot Mercato’ya uzun bir röportaj verdi. Dünden bugüne kariyerinin pek çok detayı ile ilgili açıklamalarda bulundu.

O röportajdan Beşiktaş’la ilgili soru ve cevaplar. 

Foot Mercato: Beşiktaş'ta kiralık bir sezonun ardından bu yaz resmi olarak Türk kulübüne katıldınız. Uzun vadeli sözleşme imzalamaya sizi ne ikna etti?

Valentin Rosier: O yıl Türkiye şampiyonu bitirdiğimizden beri ilk sezon iyi geçti (2020/2021). Atmosfer çılgındı, tüm takım arkadaşlarım arasında çok iyi bir anlayış vardı. Arkadaş edindim, kardeş olduk. Şampiyon olduğumuz ve Şampiyonlar Ligi'nde oynayacağımız için atmosfer, kalma arzumu doğruladı. Beşiktaş, Sporting kariyerimin bir noktasında beni benden alan ve bana güvenen ve onlarla anlaşma isteği duymamı sağlayan bir kulüp.

FM: Türk taraftarların tutkusunu biliyoruz, birçok takım arkadaşınız deli değilse de komik olduğunuzu söylüyor. Kişiliğiniz, taraftarların “çılgınlığına” çabucak uyum sağlamanıza yardımcı oldu mu?

VR: Evet, öyle düşünüyorum. Taraftarlar başından beri bunu gördü, ben şakacı, çok rahat ve yapabileceklerimde çok özgür biriydim. Bunu yapan başka insanlarsa, aynı şekilde tepki verdiklerinden emin değilim. Sonrasında oynadığım kulüp için savaşan biriyim, onlar da bunu hissediyor. Hayranlarla biraz birbirimize benziyoruz, ikimiz de deliyiz ve her şeyi kulüp için yapıyoruz, bu da iyi anlaştığımız anlamına geliyor.

FM: Beşiktaş forması giyen Fransız uyruklu oyuncular var. soyunma odasında Fransızca konuşanlara daha yakın mısınız?

VR: Aynı dili konuştuğumuz için Fransızca konuşanlara daha yakınım. Tüm takım arkadaşlarımla konuşuyorum ama bazı insanlarla daha fazla yakınlığım olduğu kesin. Onları isimleriyle tanıyordum ama kişisel olarak daha önce değil ve bugün gerçekten takdir ettiğim insanlar, onlar benim kardeşlerim: ister Nkoudou (Georges-Kevin, eski OM), Arthur Masuaku (eski Valenciennes ve West Ham), ister Rachid ( Ghezzal, ex-OL) ve Romain (Saïss, ex-Angers ve Wolves), onlarla çalışmak bir zevk. İlk sezonumda Vincent Aboubakar (eski Lorient), Fabrice Nsakala (eski Troyes) vardı. Bu oyuncuların hepsi iyi adamlar.

FM: Ne yazık ki, geçen sezon ligde altıncı olarak Avrupa Kupası'na katılamadınız. Bu sezonun temel amacı Avrupa'yı bulmak mı?

VR: Taraftarların asıl amacı bu değildi, sadece Süper Lig'i kazanmamızı istiyorlar. Size önceliklerini açıklamak gerekirse, her ne olursa olsun bir Avrupa Kupası kalifikasyonundan çok şampiyonluk unvanına değer verecekler. İlk hedefleri şampiyonluğu birinci bitirmek.

FM: Fransız milli takımının sağ tarafında forma giyme şansınız olduğunu düşünüyor musunuz?

VR: Şansım var mı? Bilmiyorum, geleceği okumuyorum. Kesin olan şu ki kafamın bir köşesinde kalıyor tabii, çocukluk hayalim. Birincisi profesyonel futbolcu olmaktı, ikincisi Fransa'yı temsil etmek. Tabii ki bunu düşünüyorum ama şu an için çalışmak ve değerimi göstermek zorundayım. Umarım bir gün olur. Bunun benim hayalim olmadığını söylersem yalan söylemiş olurum. Hala kanıtlayacak çok şeyim var ve gelecekte bunun karşılığını alacak.

FM: Ligue 1'e olası bir dönüşle ilgili olarak, Fransa'da kulübünüzü seçme şansınız olsaydı, nerede oynamak isterdiniz?

VR: Fransa'da mutlaka favori bir takımım yok. Ama iki rakip kulüp olsalar da Olympique Lyonnais, Olympique de Marsilya'yı seviyorum. Paris Saint-Germain'i de severim ama başka bir gezegendeler. Yani tercih yok, ancak bu ikisi olabilir. 

FM: Kariyerini Beşiktaş'ta bitireceğini düşünüyor musun?

VR: Başka bir yerde büyük bir fırsatım yoksa neden olmasın. Burada çok iyi yaşıyorum, kulüp harika, inanılmaz atmosfer var. Bunu gerçekten hiç düşünmemiştim ya da böyle şeyler görmemiştim, ama bu bir fikir olabilir. Elbette gelecekte ne olur bilmiyorum ama Beşiktaş her zaman kalbimde kalacak bir kulüp olarak kalacak, orası kesin.

Haber Kaynağı: Fotospor